ŞEHİRLERİN SULTANI MEKKE, GÖNÜLLERİMİZİ DOLDURAN, RUHLARIMIZI COŞTURAN CANIMIZ, KABE. BURADAN İNSANIN HİÇ AYRILASI GELMİYOR.

ŞEHİRLERİN SULTANI MEKKE,  GÖNÜLLERİMİZİ DOLDURAN, RUHLARIMIZI COŞTURAN  CANIMIZ, KABE. BURADAN İNSANIN  HİÇ AYRILASI GELMİYOR.

Geçtiğimiz sayılarımızda Kudüs hatıralarımızı yazmıştık, bu sayımızda da Mescid-i Haram, Allah’ın evi, Kabe’yi ve Mekke’yi yazmaya çalışacağım. Suudi Arabistan hükümeti, İsrail devletini tanımadığı için İsrail damgalı pasaportu olanları kabul etmiyor ve Cidde hava alanından geri çeviriyor. Bu nedenle bizde, Kudüs’e gittiğimiz için, İsrail vizeli pasaportumuz ayrı, Suudi Arabistan pasaportumuz ayrı alınmıştı. Bunedenle Kudüsten geriye yeniden Ürdün (Amman) havaalanına döndük ve oradan Suudi vizeli pasaportumuz ile Arabistan’ın başşehri Cidde hava alanına indik ve Cidde hava alanında İhramlarımızı giydik. Bayanlar mevcut giyisileri ile ihrama girebiliyorlar, erkekler dikişsiz alt ve üst iki parça olmak üzere sağ omuz açıkta kalacak şekilde, ölüdüğümüzde içine sarıldığımız kefen’i hatırlattığı söylenen ihram adı verilen beyaz giyisilerimizi giydik ve ihram yasakları başladı. İhram yasaklarında, üzerinde ihram olduğu müddetçe kendiniz dahil hiçbir canlıya zarar veremezsiniz, hiçbir canlıyı incitemezsiniz, koku, süs vs gibi dünya ziynetlerinden faydalanamazsınız, yani Harem-i şerif yasaklarına uyacaksınız. Ancak tavaf ve say’ınızı bitirip saçınızı kestirip İhramdan çıkarsanız serbestsiniz. İhramlarımızı giyerek doğru Medineye, Kabe’ye gittik ve gece ilk Umremizi yaptık. Allah bilir ama Kabeyi ilk görünce yapılan dualar kabul olurmuş derler ve bizde Kabe’yi ilk görünce kendimiz ve ailemiz için özel yaptığımız dualarımızla birlikte Türk Milletinin ve İslam aleminin birlik ve beraberliği için, İslam aleminde akan kanın durması için mazlumların kurtuluşu için, İlçemizin geleceğinin güzel olması için, akrabalarımız, eşimiz dostumuz ve komşularımız için güzel dualar yaptık. Allah kabul eder İnşaallah. Kabe’ye, Mescid-i Haram ( Haremi Şerif’e) Müslüman olmayanların Haremi şerif sınırları içine girmesi yasak. İnsanlara zarar vermenin, en küçük bir canlıya bile zarar vermenin yasak olduğu, kötü söz söylemenin yasak olduğu, mesela kendi vücudundan bile bir kıl kopararak veya bir yerini kaşıyarak, herhangi bir şekilde kendine veya bir canlıya zarar vermenin yasak olduğu yani haram olduğu manasına gelen Haremi Şerif, Kabe’ye doyumsuz güzelliği ile insanın baktıkça bakası geliyor. Doymak yok yorulmak yok, milyonlarca insan Alla’ım ben geldim, Emret Allah’ım, emrindeyim Allah’ım diyerek tavaf ediyorlar. Kabe’nin içindeki, Hz. İbrahim Peygamberimizin yaptırdığı beyti şerif etrafında yedi defa dönmek, bir tavaf sayılıyor. Yediden az dönemezsin, çok mecbur kalırsanız mesela hasta olursanız dört dönmenin de yeterli olabilleceğini söylediler
ama makbul olanı yedi (Şavt) dönmekmiş. Tavaftan sonra Sefa ile Merve tepeleri arasında, Hz. Hacer annemizin anısına yedi defa gidip geliyorsunuz. Erkekeler bazı yerlerde koşar gibi yürüyorlar. Türk’ü, Hintlisi, Pakistanlısı, Endonozyalısı, Malezyalısı, İran’lısı, Afrikalısı, Irak’lısı, Suriye’lisi, Mısırlısı, olmak üzere dili ,ırkı, rengi, Milleti, hatta mezhepleri ayrı ayrı olan Onmilyonlarca Müslüman’ın tek ortak yönleri Muhammet ümmeti Müslüman oluşlarıdır.
Birbirlerini incitmeden Tavaf edip Rablerine dua, Peygamberlerine Salavat getiriyorlar. Ezan oldumu milyonlarca Müslüman sanki komut verilmiş gibi, kabe’nin etrafında aynı anda ip gibi sıralanıp Namaza duruyorlar. Eğer orada, islamın manevi ahlakı olmasın insanlar birbirlerini ezer geçerler veya cinayetler çıkar. Orada insanların tek ortak dili vücut dilidir. ilk Cuma namazımızı Kudüs Mesci-i Aksa da kılmıştık, İkinciCuma Namazımızı da Kabe’de kıldık. Cuma saatinde caddeler oluk oluk insan seli oluyor, Kabe sabah saatlerinden itibaren dolmaya başlıyor, Öğle ezanına bir iki saat kala insan kalabalığından Kabenin içine girilemiyor. benim tahminime göre Kabe’de Cuma namazında onmilyon kişi varmıştır diye tahmin ettim, evet yanlış söylemiyorum, Kabenin içinde katlarında ve avlusunda bana göre onmilyon kiş Cuma namazı kıldık. Muhteşem bir kaynaşma, beyti şerifin dört köşesi var, Peygamber efendimizin Cennet taşı dediği Hacerül esvet taşının bulunduğu köşeye hacerül esvet köşesi deniliyor. Tavaf dönmeye bu köşeden başlanıyor, daha sonra Irak, Suriye (şam) ve Rüknü yamani köşeleri var. Tavaf dönerken kendi kendime Allah’ım Şam ve Irak köşeleri mahsun, buralardaki akan müslüma kanını durdur Yarabbi diye dua ettim. Kabe’nin hemen yanında Hz. İbrahim makamında Namaz kıldık, Hacerül esved’e ulaşmak kalabalıktan dolayı imkansız gibi birşey ama zorda olsa elimizi sürebildik. Bayanların hacerül esved ‘e ulaşmaları imkansız. Kabe’de kadın erkek karışık tavaf dönülüyor, namaz kılınıyor ve say yapılıyor. Kabe’de çok değişik şekilde namaz kılıp, zikir yapanlar var. Meshepler, ve kültürler farklı olduğu için namaz kılmakta farklı, ama kıyam(ayakta durma),Rüku, secde ve oturmak ve selam vermek hep aynı. Tavaf ve say aynı. herkes Allah’ım emrindeyiz diye dua ediyor. Hanefisi, Şafisi, malikisi, Hambelisi aynı amaç için orada,Namaz kılma şekli bize göre değişik olan birisi bakıyorsun, Kabe duvarına kapanmış benden çok Allah’ım diye hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Orada daha iyi anldım, kimin ne olduğunu Allah biliyor. Kabe’deki temizlik hizmetlerini çok beğendim, onmilyonlarca insanın olduğu kabe’de çok güzel temizlik hizmeti veriyorlar. Tuvaletleri temiz, Kabe’nin temizlik hizmetlerini yapanlar, sanki buz pistinde kayar gibi anında geliyorlar, temizlik yapılacak yeri güzel kokulu deterjanlarla, Makinalarla anında temizliyorlar. Kabe’de tavafımızı bitirip iki rekat tavaf namazımızı kılarken bir’de baktık’ki Dursunbey’li hemşehrilerimizde hemen bizim arkamızda tavaf namazı kılıyorlar. Böyle bir yerde insanın aniden hemşehrileri ile karşılaşması çok hoşunuza gidiyor. Birlikte fotoğraflar çektirdik, sohbet ettik, dualar ettik, Allah her isteyene buraya gelmeyi nasip etsin dedik. Daha sonra Peygamber efendimizin Mekke müşriklerinden kaçarken, Hz. Ebu Bekir efendimizin ile saklandığı Sevr mağrasını gördük, Peygamber efendimize Hz. Cebrail (A.S) tarafaından Peygamberliğin getirildiği 1300 basamaklı Hiranur dağına çıktım ve mağrada namaz kıldım. Arafat meydanına gittik, Şeytan taşlanacak yerleri gezdik,Peygamber efendimizin doğduğu ev olduğu söylenen yeri gördük, velhasıl bir kurban kesmedik. Hac anında yapılması ve görülmesi gereken ne varsa hepsini yaptık, gördük ve Mekke’de kaldığımız 10 gün boyunca 4 Umre, ve hergün 2 tavaf yapmayı Allah nasip etti ve buradaki görevlerimizi tamalayıp Peygamberimizin kabrinin, Mescid-i Nebevi (Peygamber mescidinin) bulunduğu düzenli ve ihtişamlı manasına gelen Medine’ye gittik. Allah buralara gidip görmeyi her isteyene nasip etsin (Amin).
Gelecek sayılarımızda Medine deki hatıralrımızı yazcağım. Saygılarımla.
Mehmet Yarma

mehmet yarma

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.