Hac kurramız çıkmayınca ailecek umre ziyaretini yapmamızın uygun olacağını düşünerek, geçtiğimiz 22 Mart tarihinde İstanbul Atatürk hava alanından başlayan umre yolculuğumuz 8 Nisan tarihinde bitti. Umre ziyaretimizle ilgili düşüncelerimizi 16 Nisan referandumu ve ülkemizdeki yoğun gündem nedeniyle bu sayımızda ancak yazabildik. Bizim umre yolculuğumuz biraz dolaşmalı oldu. İlk olarak Ürdün’ün başşehri Amman’a gittik . Amman güzel bir şehir, birgün orada kaldık. İsrail tarafından işgal edilmiş Filistin topraklarını ve batı Şeria’yı gördük. Daha sonra kara yolu ile Amman’a 60 km uzaklıktaki bir saatlik otobüs yolculuğu ile Kudüs’e ulaştık. Kudüs, benim Milli Türk Talebe Birliğindeki gençlik yıllarımdan beri merak ettiğim ve o yıllarda Yahudi işgalinin üzgüntüsünü duyduğum bir şehirdir. Bu nedenden dolayı yıllar evvelki merakımı gidermek için yolculuğumu Kudüs üzerinden tercih ettim. Kudüs’te, Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i aksa (Uzak Meclis Demek) Camisi var. Peygamber efendimizin Miraca çıkarken, ”senin ümmetin olalım ya rasülüllah” diyen 124 bin  peygambere manevi olarak namaz kıldırdığı makamı ve miraca çıktığı muallak taşı ve ayak izini gördük.  hocamızında dediği gibi ”Cenabı Allah isteseydi peygamberini Mekke’den veya Medine’dende Miraca çıkarabilirdi, Peygamberimizi Kudüs, Mescid-i Aksadan miraca çıkarması Kudüs’ün önemini göstermiyormu?” Mescid-i Aksa’nın kubbesi ilk olarak Emeviler zamanında altın kaplamayla kaplanmış, daha sonra da Osmanlılar zamanında kubbenin bozuk yerleriyle beraber yeniden altın kaplamayla kaplandığını söylediler.  Peygamber efendimizin Miraca çıkarken Burak bineğini bağladığı ve sonradan mescid olan Burak mescidini, yine Mirac dan indikten sonra Mekke müşriklerinin Peygamber efendimize, kaç kapısı, kaç penceresi, kaç stünu var diye sorulan ve Cebrail (A.S.) tarafından peygamberimize bildirilen Eski Kilisenin kalıntılarını gördük. Kudüs’te üç din bir arada yaşanıyor, Birbuçuk milyon civarında nufusu olan Kudüs şehrinin 700 bini yahudi, 4-5 yüz bini Müslüman,geri kalanı hiristiyan halktan oluşuyormuş. Kudüs’te Camilerin, Kiliselerin, Havraların bir çoğu yanyana. bazılarının duvarları bile bitişik. Mesela Mescid-i aksanın bahçe duvarının öbür yüzü Yahudilerin ağlama duvarı, Yahudiler başlarını Duvara vura vura ağlayarak, dua yapıp, ibadet edip günah çıkarıyorlar. Kudüs’te Yahudilerin din devleti var, onların din adamları ayrıcalıklı sınıf, dini okullarda okuyan çocuklar askerlikten muaf tutuluyor, ayrıca bunların aileleri devlete vergi vermiyorlarmış. Muharref Tevrat’a göre insanlık Yahudi ırkına hizmetkar olacak ve Dünyanın başkenti de Kudüs olacak diyorlar. Kudüs’te üç medeniyetin de bir arada yaşadığını gördük. Çarşıda ki Müslüman esnaflar Cuma günü, Yahudi Esnaflar Cumartesi günü, Hırıstiyan esnaflarsa Pazar günü dükkanlarını kapatıp tadil yapıyorlar. Cumartesi günleri Resmi dairelerin tamamı tatil. Üç dine mensup içiçe yaşayan insanlar ve esnaflar bu kurallara tavizsiz sıkı sıkıya uyuyorlar. Dünya Yahudileri merkezi Kudüs, onların hacı olmaları için Kudüs’ü ziyaret etmeleri şart. Kudüs zaten İsrail işgali altında olduğu için caddelerde, sokaklarda, çarşılarda, Cami önlerinde her yerde elleri tetikte İsrail askerleri var. Her yerde her an aranıyorsunuz. Bize Türk diye hoşgörülü davranıyorlar ama bizde her an herşey olabilir diye dikkatliyiz. Mesela Mescid-i Aksa’nın giriş kapıları silahlı İsrail askerlerinin kontrolu altında kimliksiz ve üst araması yapılmadan Mescid-i aksa’ya girmezsiniz. Özellikle Cuma namazlarına 20 – 25 yaşın altındaki gençleri Mescid-i Aksa’ya almıyorlar. bizimle birlike Camiye girmeye çalışan genç bir arkadaşımızı biraz esmer olduğu için Filistin’li arap genci zannederek neredeyse camiye almıyacaklardı. Hepimiz toplandık ”Biz Türk’üz” diyerek genç arkadaşımızı zorla camiye aldırabildik. Kudüs’ün Yahudi semtleri Avrupa şehirleri gibi çok modern ve bakımlı, insanlarının varlıklı olduğu giyinişlerinden belli. Filistinli Müslümanların yaşadığı semtlerde çöpler bile toplanmamış, bakımsız caddeler, sokaklar, insanlarının yoksul oldukları her hallerinden belli. Bize ”siz Osmanlı Torunusunuz atalarınız gibi gelin bizi yahudi işgalinden kurtarın” diyorlar (Rahmetli 2. Abülhamit Han 33 sene Filistin Arap topraklarında Yahudilere göz açtırmamıştı, ruhu şad olsun.) Filistinli müslümanlar Türk’lere sevgi ve hayranlıkla bakıyorlar. Kudüs Hırıstiyanlar için de en kutsal yer. Bir yılda 10 milyon Hırıstiyan hacı olmak için Kudüs’e geliyormuş. Kudüs’te hırıstiyanların Kıyamet kilisesi var, inanışlarına göre Hz. İsa’nın (S.A.) çarmıha gerildiği, cenazesinin yıkandığı yer, musalla taşı ve kabri bu kilisenin içinde diyorlar. hırıstiyanlar için orasını görmeden hacı olunmuyor. Milyonlarca Hırıstiyan Hz. İsa’nın (S.A.) kabri başında ağlaşıyorlar. Filistinli Müslümanlar biz İsrail işgali altındayız, yılda 10 Milyon Hırıstiyan hacı olmak için Kudüs’e geldiği halde, yıllık 500 bin Müslüman Mescid-i Aksa’yı ziyaret ediyor, bu orantıya göre Mescid-i Aksa garip kalıyor, diyorlar. Kudüs’te Hz. İbrahim, Hz.Musa, Hz. İsa, Hz. Yakub, Hz. Davut, Hz. Süleyman ( Hz Süleyman’ın Cinlere yaptırdığı Süleyman Mabedi), Hz. Yunus, Hz. Salih, Hz. Eyüp ve Lut gölü ve Hz. Şuayip, Hz. Meryem, Hz. Rabia, Hz. Hızır, Hz. Yahya gibi birçok Peygamber’in ve Allah Dostunun kabirleri var. Peygamber efendimiz Dünyada ”üç mescidi, 1 Mescid-i haram (kabe) 2- Mescidi Nebevi, 3 – Mescid-i Aksa’yı görünüz, imkanı olan Hazreti İbrahim makamını da ziyeret etsin demiş. Bunların ikisi Mesci-di Aksa ve Hz. İbrahim Makamı Kudüs ve Filistin topraklarında, Allah bizlere buraları ziyaret etmeyi nasip etti. İsteyen herkese de nasip etsin. Bu haftaki yazımızda Kudüs’ü anlattık, haftaya da Allah nasip ederse Mesci-i Haram (Kabe) ve mescid-i nebevi’yi anlatacağım. Saygılarımla.
Mehmet Yarma

mehmet yarma

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.